Friday 17 June 2016

READING COMPREHENSION IN TURKISH, ADOPTIONS

Bir kamu kurumunda psikolog olarak çalışıyorum.1993 yılında evlendim. Yaşamda anne olmayı her şeyin üstünde tutan bir kadın olarak çocuk sahibi olamadım. Bu süreçte çalıştığım kurum itibarıyla ve kalabalık bir aileye sahip olmam nedeniyle bir çocuğum yerine birçok çocuğum oldu.
Profesyonel olsam da en zayıf noktam olan çocuklara karşı mesleki birikimimi kullanamadım onların mutluluklarıyla güldüm, üzüntüleriyle ağladım. Onlarla birlikte heyecanlandım, kaygılandım, mutlu oldum, kızdım….  Kardeşlerimle birlikte onların çocuklarını büyüttüm. Uzun yıllar süren tedaviler, tedaviler olumlu sonuçlanmayınca kendine ve yakın çevrene yaşattığın mutsuzluklar, kırgınlıklar, endişeler…
Eşimi kırmama adına yaptığımız evlat edinme başvurumla ilgili yaşadığım belirsizlikler, endişeler…Çalıştığım kurum nedeniyle  sürekli dinlediğim evlat edinme hikayeleri, tanık olduğum vakalar, mevzuat bilgim…..
Kırk yaşına gelmeden bebek tedavisini bir kez daha denemek istediğimde benim için yaşamı anlamlı kılan, şu yaşımda bile varlığına ihtiyaç duyduğum o şefkatli, duygu yüklü insan “BABAM”ı kaybetmem, ardından geçirdiğim kazayla birlikte kalçamın kırılması ve  bir yıl süreyle yürüyememek, beraberinde getirdiği sağlık problemleri ……..  ve benim gerçeği kabullenip bana sunulan yaşamda yoluma anne olmadan devam etme ve beraberinde evlat edinme sürecini de bitirdiğim kararım…
  Evliliğimin yirmi ikinci yılında yaşama çocuksuz devam edeceğim dediğim bir dönemde hayatıma plansızca, aniden giren bana Rabbim tarafından hediye ve emanet edilen, adıyla birlikte gelen o kocaman zeytin gözlü kızım, meleğim…
Evet yirmi iki yıldır dilimle ifade edip yüreğimle doğrulayamadığım günümüzde sıradanlaştırılan o sihirli kavram “ HAYIRLISI”…
Eşimin “bana evlat edinmeyi yeniden düşünür müsün” dediği bir akşamın sabahında hayatımıza plansızca giren o kapkara iki masum göz. Defalarca dinlediğim empati kurduğumu sandığım o evlat edinme hikayelerinde yer alan meleğin bana masumca baktığı, kafamdan evlat edinmeye dair yaşadığım kaygıların silindiği, kalbimin yerinden çıkacakmışçasına attığı, hatta bazen abartılımı diye kendime sorduğum zamanın durduğu an “ İKİ KOCAMAN SİYAH GÖZÜN HADİ BENİ AL ANNE BURDAN GİDELİM” dediği an …..
Şimdi zeytinim, kıvırcığım 2,5 yaşında. Kızımın yaşamıma girdiği andan itibaren duygularımı, korkularımı, mutluluklarımı, deneyimlerimi paylaşabileceğim benim gibi evlatlarını karnında değil kalbinde büyütenlerle bir araya geleceğim bir platform oluşturmak istiyordum.
Koruyucu ailesi olarak başladığımız  evlat edinme sürecine girecek bir aile  olarak inanıyorum ki yüreğimizi birbirimizi açarak, birbirimizden güç alarak  bu zorlu yolda yürüyeceğiz.
Değişmeyen bir gerçek var koruyucu aile olsam da evlat edinsem de ben zeytinimin annesiyim ve onu sekiz aylıktan beri büyüten, kızımın üstünde en fazla emeğe sahip o muhteşem adamda babası. Kızımın karar aldığımız ilk andan itibaren bizi destekleyen, bize varlıklarıyla güç veren babaannesi, anneannesi, halası, dayıları, teyzeleri, enişteleri, yengeleri kuzenleri, bizim dostlarımız var. Kocaman bir ailesi var.

Ve sizler varsınız. İnanıyorum ki bu meşakkatli yolda deneyimlerimizi, bilgilerimizi en önemlisi duygularımızı paylaştıkça umut dolu yarınlar bizi bekliyor olacak………

COMPREHENSION QUESTIONS
1- Evlat edinmeye karar verildiğinde evliliklerinin kaçıncı yılıydı?

2-Koruyucu aile olmaya karar verildiğinde çocuk kaç yaşındadır?

3-Anne-babanın koruyucu aile olmasında etkili olan etkenler nelerdir?

4-Haberdeki koruyucu annenin mesleği nedir?

5-Koruyucu aile olmak ve evlat edinme ile ilgili yasal prosedürler nedir?


No comments:

Post a Comment